Göz Kanamalarına Dikkat!

 

Göz kanaması kimlerde görülür, neden kaynaklı olur, riskleri nelerdir gibi sorularla ilgili olarak Kudret Göz İstanbul Başhekimi  Op. Dr. Nail Sönmez’den şu bilgileri aldık: 

“Göz dünyaya açıldığımız penceremiz.  Bu hassas ve bir o kadar önemli organımızda bazı hastalıklar kanlanma gibi doğrudan belirtiler verirken bazen de baş ağrısı gibi daha dolaylı belirtilerle ortaya çıkabilir. Ne yazık ki şikayetler olsa dahi çoğu zaman ihmal edilmekte. Oysaki ihmaller gözde geri dönüşü olmayan zararlara yol açabilir.  Gözde karşıdan bakmakla farkedilen kanamaları tıbben Subkonjonktival  kanamalar  olarak adlandırırız. Bu kanamalar sıklıkla hipertansiyona, travmalara ve zorlanmalara bağlı nedenlerle oluşur. Kuvvetli hapşırmak, öksürmek gibi günlük hayatta istemsizce sık sık yapılan refleksler bile basınca yol açarak  subkonjonktival kanamalara yol açabilir. Konjonktivit yani göz iltihabı da gözün kanlanmasına neden olan önemli bir rahatsızlıktır. Konjonktivit, gözün sklerasını yani beyaz tabakasını saran soğan zarı gibi ince tabakanın iltihaplanarak enfeksiyon oluşmasıdır. Enfeksiyonlar, bakteri, virüs, alerji gibi nedenlere bağlı olarak görülebilir. İltihaplanma gözün en dış yüzeyinde bulunan tabakadaki damarların belirginleşmesine ve gözün kızarmasına neden olduğu için çıplak gözle dışarıdan bakarak rahatlıkla fark edilir. Uzman bir doktor kontrolünde ilaçla tedavi edilebilir. ”

 

 

Op. Dr. Nail Sönmez, göz arkası kanamalarının başka hastalıkların habercisi olabileceği konusunda uyardı: “Gözde karşıdan bakmakla anlaşılmadığı için daha çok risk oluşturan göz arkası kanamaları da oluşabilir. Göz arkası kanamasının başlıca görülme sebebi Diyabetik Retinopati yani şeker hastalığının gözün retina denen görme hücrelerinden oluşan ağ tabakasında yer alan kan damarlarını etkileyerek, çalışmasını bozmasıdır. Bunun dışında hipertansiyon, göz arkasında oluşan enfeksiyonlar, travmalar, retinal yırtıklar (retina dekolmanı), yaşa bağlı görülen sarı nokta hastalığı  gibi çok çeşitli sebeplerle göz arkasında kanamalara rastlanabilir. Göz arkası kanamaları başka hastalıkların belirtisi olabilir. Özellikle diyabet ve hipertansiyon çok sinsice gelişir. Bu hastalıklar kişinin genel sağlığını tehdit etmekle birlikte gözde kalıcı görme kaybına yol açacak hasarlar verebilir. Dolayısıyla rutin göz muayenesi hem göz sağlığını korumak hem de genel sağlığı tehdit edebilecek bir çok hastalıkla ilgili bulgu sahibi olarak erken teşhisin sağlanmasında çok önemlidir.”

 

 

 

Op. Dr. Sönmez, göz arkası kanamasının belirtileri konusunda bu bilgileri paylaştı: “Göz arkası kanamasının belirtileri nedenine göre farklılık gösterebilir. Örneğin hipertansif retinopatide yani yüksek tansiyona bağlı göz arkası kanamalarında ve göze gelen darbeler, travmalar sonucu oluşan kanamalarda ağrı oluşurken diğer sebeplerle oluşan kanamalarda ağrı şikayeti görülmez. Ani görme kaybı, görmede azalma, gölgeli görme, göz önünde kırmızı renkli görüntü oluşması, uçuşan cisimler ya da örümcek ağına benzer görüntüler görülmesi göz arkası kanamalarında rastlanan başlıca şikayetlerdir.”

 

 

 

“Tedavi planını çizmek için, öncelikle kanama nedeninin saptanması gerekir. Kanama retinanın net olarak görülmesine ve değerlendirilmesine engel oluyorsa mutlaka ultrasonografik görüntüleme talep edilir.  Bazı vakalarda hastanın acil ameliyata alınması gerekirken bazı vakalar beklemeye alınarak hastanın istirahat etmesi istenir. Retina yırtığı gibi sebeplerle oluşan kanamalı durumlarda acilen cerrahi müdahalede bulunmak gerekirken, şeker hastalığı gibi sistematik hastalıklar nedeniyle oluşan kanamalarda hastalar takip sürecine alınarak, dinlenmeleri talep edilir.  Takip sürecine aldığımız hastalardan 15 – 20 gün dik olarak dinlenmelerini, çift yastık kullanmalarını bu süre zarfında da kontrole gelmelerini istiyoruz. Takip süreci bittikten sonra gözdeki kanama hala geçmediyse vitrektomi denilen ameliyat ile göz içi kanama ve vitreus temizlenmesi gerekir. Sebebi, tedavisi her ne olursa olsun göz arkası kanaması kalıcı görme kaybı ile sonuçlanabilecek kadar ciddi bir rahatsızlıktır. En ufak şikayette zaman kaybetmeden uzman bir doktora başvurulması gerekir.”

 

Unutmayın, bu blog yazıları sadece bilgilendirme amacı taşımaktadır. Eğer tıbbi bir endişeniz veya sorunuz bulunuyorsa, lütfen bir doktora danışınız.