Gözde katarakt belirtileri yaş ilerledikçe ortaya çıkmaktadır. Katarakt rahatsızlığı, göz merceğinin ya da göz merceğini çevreleyen zarın bulanıklaşması ile meydana gelir. Bu durum ışığın kırılıp göz arkasına ulaşmasını engelleyerek görüşü engeller. Tedavi edilmediği durumlarda körlüğe neden olabilen bu rahatsızlık bulutlu, bulanık ve çift görme gibi durumlarla kendini belli eder. Görme zorluğu ve ışığa karşı hassasiyet de katarakt belirtileri arasında yer almaktadır. Göze perde inmesi gibi şekillerde de tasvir edilmektedir.

Katarakt sorunu pek çok şekilde kendini belli etmektedir. Bu belirtiler yaşam kalitesini etkiliyor ve uzun süredir geçmiyorsa mutlaka bir göz doktoruna görünmekte fayda vardır. Katarakt belirtilerinden bazıları şunlardır:

  • Görüşteki derinlik hissini yitirme
  • Araç kullanırken görmede güçlük
  • Işığa karşı hassasiyet oluşumu
  • Uzay ya da yakını görmede zorluk yaşama
  • Göz yorgunluğu
  • Gece görüşünde yaşanan azalma
  • Baş ağrısı
  • Yakını gözlüksüz bir şekilde iyi görme
  • Bulanık görme
  • Kitap ya da benzeri şeyler okurken fazladan ışığa ihtiyaç duymak

Katarakt rahatsızlığına sahip olan kişiler, şeffaf göz merceklerindeki yapının bozulmasıyla ışık hassasiyeti yaşamaya başlarlar. Işıkların daha bulanık ya da çizgi şeklinde görünmesine neden olur. Göz merceğinde meydana gelen bu bulanıklaşma durumu görüş açısını azaltır. Bu belirtiler uzun süredir devam ediyorsa mutlaka doktor kontrolüne gitmek önemlidir.

Katarakt Nedir?

Katarakt nedir ve nasıl ortaya çıkar gibi sorular internette en çok araştırılan sorulardan biridir. Göz merceği normalde şeffaf bir yapıya sahiptir ve ışık bu mercekten geçerek gözün arka odasına ulaşır. Bu da görme eylemin gerçekleşmesini sağlar. Ancak katarakt hastalığına sahip olan kişilerde göz merceği bulanık bir hale gelir. Şeffaf yapı kaybolur ve ışık daha az geçer. Bu da görme sorunlarına, bulanık görmeye ve daha fazla ışığa ihtiyaç duymaya neden olur.

Kataraktın en yaygın belirtileri arasında bulanık görüş, baş ağsızı, göz kamaşması, ışık hassasiyeti gibi belirtiler yer almaktadır. Işığa karşı gelişen hassasiyet ve uzak ile yakın görüşte sorunlar yaşamak kataraktın diğer yaygın belirtileri arasındadır. Eğer bu durum tedavi edilmez ve göz merceği değiştirilmez ya da temizlenmezse bu durum körlüğe neden olabilmektedir. Bu ameliyatta göz merceği temizlenir ve göz içi mercek yerleştirilerek kişinin sağlığına kavuşması sağlanır.

Kataraktın iki türü vardır. Bunlar:

  • Yaşla Oluşan Katarakt: 50-60 yaş ya da üzeri hastalarda görüş giderek azalır. Katarakt, yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan hastalıklar arasında yer almaktadır. Diyabet hastalarında katarakt olma riski daha fazladır. Bu hastalarda katarakt daha hızlı ilerlemektedir. Bu nedenle yaş ilerledikçe yaşanan görme sorunları normal olarak değerlendirilmeden önce mutlaka bir doktor kontrolüne gitmek gerekir.
  • Doğumsal Katarakt: Doğumla birlikte gelen, tek ya da her iki gözün de saydamlığını kaybetmesiyle ortaya çıkar. Göz merceği opaklaşır ve kendini bu şekilde belli eder. Gebelik esnasında annenin yaşadığı rahatsızlıklar ya da enfeksiyonlar da bu durumun ortaya çıkmasında etkilidir. Bu durum annenin kullandığı ilaçlarla da ortaya çıkabileceği gibi hiçbir duruma bağlı olmadan kendiliğinden de ortaya çıkabilmektedir.

Kataraktın Oluşma Nedenleri Nelerdir?

Kataraktın nedenleri arasında pek çok unsur yer almaktadır. Katarakt, göz bebeğinin arkasında yer alan doğal mercekte biriken proteinle ortaya çıkmaktadır. Bu birikintiyle birlikte göz merceği saydamlığını kaybeder. Göz merceği gittikçe matlaşarak görmeyi engeller hale gelir. Bu duruma neden olan bazı hastalıklar mevcuttur. Yaşla ortaya çıkmaya daha yatkın olan bu rahatsızlık, çeşitli sağlık sorunlarıyla da ortaya çıkabilmektedir.

Yaş, sigara, alkol, diyabet, yüksek tansiyon ve genetik durumlar, kataraktın ortaya çıkmasında etkili olan durumlardır. Kataraktın ortaya çıkmasına neden olan diğer rahatsızlıklar şu şekilde sıralanabilir:

  • Fazlaca güneş ışığına maruz kalma
  • Üveit
  • Daha önce gerçekleşen göz rahatsızlıkları ve ameliyatları
  • Kanser tedavisinde kullanılan radyasyon
  • Yaşlılık
  • Genetik yatkınlık
  • Yüksek tansiyon
  • Diyabet
  • Gözde oluşan yaralar
  • Steroid gibi ilaçların uzun süreler kullanılması
  • Sigara ve alkol tüketimi
  • Diğer çevresel etkenler

Sisli ya da dumanlı görme belirtileriyle ortaya çıkan bu rahatsızlığın tedavisi katarakt ameliyatından geçmektedir. Bu ameliyat sayesinde kişiler eski sağlıklarına ve görüş yeteneklerine kavuşabilirler.

Katarakt Ameliyatı Nedir?

Katarakt ameliyatı nedir ve nasıl yapılır gibi sorular bu rahatsızlığa sahip kişiler tarafından araştırılmaktadır. Gözdeki biriken proteini temizleyerek ve göz içi lensler takılarak gerçekleştirilen bu ameliyat oldukça kısa sürer. Bu ameliyatla birlikte kişiler eskisi gibi görebilir ve daha konforlu bir yaşam sürerler. Göz içi lensler sayesinde kontakt lens ya da gözlük kullanmadan daha rahat görme yetisi tekrar geri kazandırılır. Bunun için mutlaka alanında uzman doktorlara ve güvenilir bir klinikle çalışmak önemlidir.

Ameliyat 2 mm’den küçük kesiler göz merceğine açılması ile yapılır. Bu ameliyatta genel anestezi uygulanmamaktadır. Sadece uyuşturucu damlalar ve farklı durumlar için farklı solüsyonlar kullanılır. Bu sayede hastaya yatış vermeden de ameliyat tamamlanmaktadır. Eğer hasta fazladan kaygılanmıyorsa tüm katarakt ameliyatları iğne yapılmadan damlalarla gerçekleştirilir. Katarakt ameliyatı ortama 20-30 dakika arası sürmektedir. Ameliyattan sonra hastalar ortalama 3 gün içinde tekrar normal hayatlarına dönebilmektedir.

Katarakt ameliyatı küçük kesiler açılarak yapılır. Bu kesiler içinde özel cihazlarla girilir ve mercekteki birikintiler temizlenir. Daha sonrasında hastanın hasar görmüş kendi merceği alınarak yerine yeni mercek takılır. Bu mercekler hastanın kendi göz merceği yerine geçer. Üstelik kişiselleştirilebilen mercekler ile hastanın uzağı ya da yakını görememe sorunları da ortadan kalkmaktadır.

Katarakt ameliyatı olmadan önce mutlaka detaylı bir kontrolden geçmek gerekir. Diyabet ya da yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklar doktora bildirilmelidir. Göz yapısı ve büyüklüğü ölçülerek hastaya uygulanacak olan tedavi yöntemi belirlenir. Bunun için alanında uzman doktorlara başvurmak çok önemlidir.